28 Eylül 2010 Salı


YÜCEL YAVUZ BAŞHEKİM YARDIMCISI OLDU
Üniversitemiz Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezimizde Doç.Dr.Lütfi Eroğlu'dan boşalan başhekim yardımcılığı görevine Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr.Yücel Yavuz getirildi. Kendisine başarılar diliyoruz.

27 Eylül 2010 Pazartesi


1.ULUSLARARASI KATILIMLI KÖK HÜCRE SEMPOZYUMU ÜNİVERSİTEMİZDE


Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) ve Samsun Kök Hücre Derneği'nin desteği ile düzenlenen ve değişik branşlardaki klinik ve temel bilimcileri bir araya getiren Uluslararası Katılımlı Kök Hücre Sempozyumu, 29 Eylül - 01 Ekim 2010 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek.
OMÜ, '1. Uluslararası Katılımlı Kök Hücre Sempozyumu'nda konferans, panel ve yuvarlak masa oturumları yapılacak. Cerrahide kök hücre ve klinik uygulamaları, onkolojide kök hücre araştırmaları, hücresel tedavi ve rejeneratif tıpta gelişmelerin ele alınacağı sempozyumda ayrıca genç bilim adamlarına sözel ve poster oturumları ile araştırmalarını sunma fırsatı verilecek.

26 Eylül 2010 Pazar


OMÜ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ SERVİSİNDE YANGIN

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi psikiyatri bölümünde çıkan yangın görevlilerin müdahalesi sonucu söndürüldü.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi 9.kat psikiyatri servisinde çıkan yangın görevlilerin yangın tüpleriyle müdahalesi sonucu söndürüldü.Olayda maddi hasar oluştu.
Edinilen bilgiye göre, hastanenin 9. katında bulunan psikiyatri servisindeki aynı odada bir hastanın elindeki çakmakla yatağını tutuşturması sonucu yangın çıktığı ve bu yangından dolayı da maddi hasar oluştuğu ifade edildi.
Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

24 Eylül 2010 Cuma


11. Acil Tıp Güz Sempozyumu Üniversitemizde Yapıldı

Acil Tıp Uzmanları Derneği (ATUDER) tarafından organize edilen "Kritik Vakalar" konulu 11. Acil Tıp Güz Sempozyumu, Üniversitemizin (OMÜ) katkılarıyla Samsun'da başladı. Sempozyumda konuşan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Hüseyin Akan, "Doktor hayat kurtarır dediğimiz tanımın gerçekleştiği yerler acil servislerdir" dedi. Kongre ve Kültür Merkezimizde düzenlenen sempozyuma Rektörümüz Prof. Dr. Hüseyin Akan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Şahinoğlu, İl Sağlık Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, öğretim üyeleri ve Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servis çalışanları katıldı. Sempozyumun konusunun "Kritik Vakalar" olduğunu söyleyen ATUDER Başkanı Doç. Dr. Başar Cander, "Kritik vakalar en önemli hasta grubu. Gerçek acillerin en önemli bir kısmını içeriyorlar. Çoğu kişinin üstlenmek istemediği bu hastaların takip ve tedavisi acil servislerin en önemli konusu olarak karşımıza çıkıyor. Sağlık çalışanlarının en farklı bölümünü oluşturan acil çalışanları gece-gündüz demeden zor şartlarda kendilerinin değil başkalarının hayatlarını yaşayıp, en zor durumda olan insanlara en kritik müdahaleleri yapıyor, nefes alamayanların nefesi, hayata tutunmak isteyenlerin tutunacak dalları oluyorlar" dedi.
Sempozyumda Yrd. Doç. Dr. Zeynep Gökcan Çakır, Yrd. Doç. Dr. Orhan Çınar, Yrd. Doç. Dr. Havva Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Fatih Özkan, Yrd. Doç. Dr. Ali Karakuş, Uzm. Dr. Murat Özsaraç, Doç. Dr. Cenker Eken, Doç. Dr. Mustafa Serinken, Yrd. Doç. Dr. Abdüsselam Seydanoğlu, Uzm. Dr. Şenol Kadir Köstekçi, Doç. Dr. Başar Cander, Doç. Dr. Yücel Yavuz ve Doç. Dr. Yusuf Yürümez çeşitli konularda sunumlar yaptı.

7 Eylül 2010 Salı


BAŞHEKİM YARDIMCISI İSTİFA ETTİ

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç.Dr.Lütfi Eroğlu görevinden istifa etti. Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı da olan Doç.Dr.Lütfi Eroğlu iki yıldır başhekim yardımcılığı görevini sürdürüyordu.

HASTA YATTIĞI SERVİSTE YANGIN ÇIKARDI


Tıp Fakültesi hastanesinde psikolojik tedavi gören 16 yaşındaki bir genç tedavi gördüğü Psikiyatri servisinde yatağını çakmakla yakarak yangın çıkardı.
Edinilen bilgiyere, Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Servisi'nde meydana gelen olayda, psikolojik tedavi gördüğü belirtilen A.C.İ., yatağını çakmakla yakarak ateşe verdi. Yangın hastane personelinin müdahalesiyle söndürülürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Hasta A.C.İ olay sonrası Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edildi.

29 Temmuz 2010 Perşembe


Belediye Başkanı Dündar: Hukuk Fakültesi, Çarşamba'nın çehresini değiştirecektir

Samsun Çarşamba Belediye Başkanı Hüseyin Dündar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne (OMÜ) bağlı olarak kurulacak hukuk fakültesinin, ilçenin çehresini değiştireceğini söyledi.

Başkan Dündar, açıklamasında, Çarşamba'nın günden güne değişerek geliştiğini, Türkiye çapında isim yapmış firmalar için cazibe merkezi olmaya başladığını ifade etti. Dündar, "Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi'nin faaliyete geçmesi ile ilçemiz adını daha çok duyuracak." dedi.

Üniversite inşaatının hızlı bir şekilde devam ettiğini ifade eden Başkan Dündar, çalışmaların en kısa süre içinde tamamlanacağını söyledi. Fakültenin 2 bin 500 metrekarelik bir alanda kurulacağını açıklayan Dündar, "Fakülte de 4 amfi, 50 ve 80 kişilik iki dersane, bilgisayar laboratuvarı, 200 kişilik kütüphane, öğretim üyeleri odaları, idari kısımlar, konferans salonları olacak. Fakülte binası yaklaşık 3 milyon TL'ye mal olacak." dedi.

Dündar, üniversitenin, Devlet Su İşleri'ne ait alanda yapılacağını ifade ederek, "Fakülte binalarının yapımını Çarşamba ilçesinden hayırsever Mustafa Kemal Güneşdoğdu yaptıracaktır. Fakültenin kurulacağı yerleşkeye de oranın altyapısını üstlenen yine Mustafa Kemal Güneşdoğu amcanın ismini vereceğiz." diye konuştu.

Hayırsever Diş Hekimi Mustafa Kemal Güneşdoğu ise 55 yıl Çarşamba'ya sağlık alanında hizmet verdiğini, eğitime çok önem verdiğini ve ilçenin en büyük eksiğinin eğitim olduğunu, bu yüzden böyle bir işe giriştiğini söyledi.


Musul Üniversitesi, OMÜ ile akademik işbirliğini geliştirmek istiyor



Irak'ın Musul Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölüm Başkanı Dr. Yassen H. Al Tahan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Vekili Prof
Irak'ın Musul Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makineleri Bölüm Başkanı Dr. Yassen H. Al Tahan, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Ahmet Bulut'u ziyaret etti.

Ziyarette Tahan, iki üniversite arasındaki akademik işbirliğini artırmak istediklerini söyledi. Ortadoğu'daki üniversitelerle işbirliği yapmaya her zaman açık olduklarını belirten Prof. Dr. Ahmet Bulut ise bölgenin bilimsel olarak gelişmesinin yararlarına olacağını vurguladı. Prof. Dr. Bulut, Tahan'a kristal Atatürk heykeli hediye etti.


26 Temmuz 2010 Pazartesi

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE HİZMET ALIMI

Sağlık kuruluşları tarafından birden fazla hizmet alımı işinin birlikte ihale edilmesinde karşılaşılan sorunların başında, temizlik, malzemeli yemek, tıbbi sekreterlik, çamaşırhane ve kalorifer sisteminin işletilmesi, hasta ve ziyaretçi yönlendirme vb. hizmetlerin birlikte ihale edilip edilmeyeceği gelmektedir. Birlikte ihale edilmeleri mümkün ise, bu defa yeterlik kriteri olarak iş deneyimini gösteren belge istenilmesi durumunda bu işlerde benzer işlere ilişkin tanımlamanın nasıl yapılacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır.


Sağlık alanında faaliyet yürüten kuruluşların hizmet alımı ihaleleri ağırlıklı olarak personel çalıştırılmasına dayalı iş olarak kabul edilen işlerden oluşmaktadır. Personel çalıştırılmasına dayalı işlerde ise Kamu İhale Genel Tebliğinde yer alan tanıma uygun olarak, ” ağırlıklı olarak personel çalıştırılmasına dayanan, çalıştırılacak personel sayısının belirlendiği ve haftalık çalışma saatlerinin tamamının idare için kullanıldığı hizmetler” için işçiler haftalık çalışma saatlerini idarede geçirmektedir.


Bu tür hizmetlerde, malzeme, makine ve ekipman ya da araçlar yüklenici yerine idare tarafından sağlanmaktadır. Bir hizmet alımı işinin personel çalıştırılmasına dayalı ya da personel çalıştırılmasına dayalı olmadığının kabul edilmesi, başka bir ifadeyle ihale konusu hizmetin yerine getirilmesinde istihdam edilecek personelin haftalık çalışma saatinin tamamının idarede yani işin başında geçirmesi ile mesainin öneminin olmadığı, önemli olan işin yerine getirilmesinin olduğu durumlarda, idare tarafından işçi ücretlerine ilişkin bir belirleme yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Ancak, personel çalıştırılmasına dayalı işlerde işçi ücretlerinin alt sınırının belirlenmesi hayati önem arz etmektedir. Bu personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihaleleri için bir diğer önemli husus da ihalenin, birim fiyat teklif alınmak suretiyle gerçekleştirilmesi ve ihale üzerinde bırakılan istekli ile birim fiyat sözleşme imzalanması zorunluluğunun bulunmasıdır.


Personel çalıştırılmasına dayalı veya personel çalıştırılmasına dayalı olmayan ihalelerin birlikte gerçekleştirilmesi mümkün müdür?


Sağlık kuruluşları tarafından hasta yönlendirme, hastane bilişim yönetim sistemi, tıbbi sekreterlik, hasta bakıcı ve hemşire alımı, temizlik, malzemeli ve malzemesiz yemek ve otelcilik gibi hizmet alımı ihaleleri en sık karşılaşılan hizmet alımı ihalelerine konu olan işlerdir. Özellikle hastanelerin gerek otelcilik hizmeti adı altında gerekse ayrı ayrı sayılmak suretiyle temizlik, malzemeli yemek, tıbbi sekreterlik, çamaşırhane ve kalorifer sisteminin işletilmesi, hasta ve ziyaretçi yönlendirme vb. hizmetleri için tek bir ihaleye çıkıldığı bu ihalelerdeki benzer iş tanımının nasıl belirleneceği ve değerlendirmenin ne şekilde yapılacağı, hastane temizlik hizmetleri için benzer iş tanımının hastane temizlik hizmetleri ile sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı ve personel çalıştırılmasına dayalı çeşitli hizmet alımlarının birleştirilerek tek bir hizmet alımı şeklinde ihaleler yapıldığı durumlarda yeterlik kriterlerinin nasıl belirleneceği gibi tereddütlerin yaşanması kaçınılmazdır.


Hastane idarelerince otelcilik hizmeti adı altında ihaleye çıkılması durumunda, temizlik ile malzemeli yemek hazırlama hizmetlerinin her biri için ihale dokümanında kısmi teklif verilebilmesine ve konsorsiyumların katılımına imkan tanınması durumlarında katılım ve rekabetin engellendiğine yönelik iddiada bulunulması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Başka bir ifadeyle ihalenin kısmi teklife açılmak suretiyle temizlik ile malzemeli yemek hazırlama veya diğer hizmet alımı işlerinin bir arada ihale edilmesinde katılım ve rekabeti engelleyici bir durum oluşmamaktadır.


Ancak, Ankara 8. İdare Mahkemesince verilen 24.05.2006 günlü, E.2006/174 sayılı kararda ayrı ayrı uzmanlık, ekipman, teçhizat gerektiren yemek pişirme hizmeti ile temizlik hizmetinin bir arada ihale edilemeyeceği, bu işlerin ayrı ayrı ihale edilmesi durumunda katılım ve rekabetin artacağına yönelik bir karar verildiği görülmektedir.


Bu nedenle birbirinden farklı özellik arz eden hizmet alımlarının birlikte ihale edilemeyeceğine yönelik görüşler de mevcuttur. Fakat ağırlıklı görüş, söz konusu işlerin kısmi teklife açılması halinde rekabetin aksamayacağı yönündedir.


Sağlık sektörünün hizmet alımlarında kararsız kaldıkları bir başka konu da birden fazla işin bir arada ihale edilmesi halinde ya da sadece hastane temizlik işlerinde, benzer iş tanımının nasıl belirleneceğine yöneliktir.


Öncelikle hastane temizlik hizmetleri için benzer iş tanımın sadece “hastane temizlik hizmetleri” şeklinde tanımlama yapılarak sınırlamaya gidilip gidilemeyeceğine ilişkin iki görüş ortaya çıkmaktadır. Görüşlerin ilkinde, bu durumun katılımı azaltıp rekabeti engelleyeceği düşüncesiyle hastane temizlik hizmeti ihalelerinde, benzer iş tanımının hastane temizlik hizmetleri ile sınırlandırılmamasının gerektiği yönünde, ikinci görüş ise; hastanelerin temel görevinin güvenli ortamda kaliteli sağlık hizmeti sunmak olduğundan bu görevin yerine getirilmesinde aranılan en önemli koşulun da, temizlik hizmetlerinin hijyen koşullarına, standartlarına uygun şekilde kesintisiz olarak yürütülmesinin gerektiği ve ayrıca hastanelerde kullanılan tıbbi cihazların, yoğun bakım, kemik iliği transplantasyonu, yeni doğum üniteleri ve ameliyathane ile kliniklerin hijyen kuralları çerçevesinde temizliği, enfekte atıkların ayrıştırılması depolanması ve atılması, personelin enfeksiyon ve radyo aktif etkenlere maruz kalması gibi iş riskleri göz önüne alındığında, hastane temizliğinin park-bahçe, cadde-sokak ve idare binalarının temizliğinden çok farklı olduğu, bu nedenle hastane hizmetinin niteliğinden kaynaklanan bu ayrıcalığın sağlanması için benzer iş kavramının “hastane temizlik hizmetleri” ile sınırlı tutulması gerektiği yönündedir.


Bu hususta Kamu İhale Kurulu kararlarına bakıldığında, ilk görüşün daha hakim görüş olduğu yani hastane temizlik hizmeti ile sınırlandırmanın rekabeti daralttığı, katılımı engellediği yönündedir.


Diğer taraftan, bazı hastaneler tarafından yeni ortaya çıkan hizmet alımları ile personel çalıştırılmasına dayalı olan temizlik, çamaşır yıkama ve kalorifer yakılması, hasta ve ziyaretçi yönlendirme ile bina çevre temizliği gibi hizmetlerin birleştirilerek tek bir hizmet alımı şeklinde çıkılan ihalelerde katılımın artırılarak rekabetin sağlanabilmesi için; benzer iş tanımının “personel çalıştırılmasına dayalı olarak ihale edilen her türlü hizmet alımı” şeklinde düzenlenmesi ve her bir hizmet kısmı için kısmi teklife imkân verilmesi ve ayrıca hizmetin konusu ile tanımına açıkça yer verilmesi gerekmektedir.


Sonuç olarak, temizlik, malzemeli yemek, tıbbi sekreterlik, çamaşırhane ve kalorifer sisteminin işletilmesi, hasta ve ziyaretçi yönlendirme vb. hizmetlerin birlikte ihale edilmesinde, en önemli kriter olarak rekabet unsurunun dikkate alınması bir zorunluluktur.

Arif ERDOĞAN
Kamu İhale Kurumu Grup Başkanı

25 Temmuz 2010 Pazar

YÖNETİCİ MASALLARI

Yönetim, yönetici, idare,idareci gibi kelimeler günlük hayatta dilimizden düşürmediğimiz kelimelerin başında gelir. Bu esrarengiz kelimeler; dini, dili, ırkı ve ülkesi ne olursa olsun bütün insanları ve kurumları yakından ilgilendirmektedir. Mesela ülkemizdeki yönetici manzaralarına bir bakalım. Hafta sonu oynanan bir futbol maçının hakeminin idaresi bir hafta konuşulur. Hatta daha maçta iken hakemin hatırı sorulmaya başlanır. Sabah işe giderken trafik polisinin kavşaktaki hareketleri bazılarımızın canını sıkar. Okul müdürü bir haftanın acısını cuma günü bayrak töreninde çıkartır. Hakim yaptığı işten pişman olmuş gibi kalemini kırar. Sağlık Yöneticileri kanunla vicdan arasında gider gelir. Başbakanı beğeniyor musunuz? diye anketler yapılır vesaire vesaire. İşte günlük hayatımızdan bazı idareci manzaraları.Çok az insanın memnun olduğu yada çok az insanın memnun olmadığı; anlaşılması ve izahı zor bir kavram idare. Bu durumda idare etmek ne kadar kolay değil mi?Yöneticilik veya idarecilik insanlık tarihiyle başlamış bir meslek.İnsanlığın var olduğu günden beri insanları insanlar idare etmeye bazen de yönetmeye çalışmış. Yönetim ve idare üzerine okullar açılmış, kurslar düzenlenmiş, kitaplar yazılmış, kavgalar yapılmış, hikayeler yazılmış, kahramanı yeri ve zamanı belli olmayan yönetici masalları anlatılır olmuş. Bazen de yöneticiler masal anlatmakla nitelendirilmiş.İdareciler en çok konuşulan, en çok eleştirilen veya en çok yazılan çizilen kişiler olmuş.Bazen yaptıkları, bazen yapamadıkları, bazen kişilikleri konuşulmuş, Günümüzde de insanları en çok ilgilendiren mesele yönetici meseleleri olmaya devam etmektedir.Bende bir sağlık yöneticisi olarak yöneticiliğin hem okulunu okudum hem de masallarını dinledim. Sonuçta idareci, yönetici ne olursan ol ama “insan ol’’ ne olursan ol ama “adam ol’’ felsefesinin tek geçerli felsefe olduğunu gördüm. Bu felsefeden uzaklaşan idarecilerin sonunun hiçte hoş olmadığını gördüm.”Ben neymişim” hissine kapılıp kendini kaybedenlere şahit oldum.Ve anladım ki önemli olan insanlık ve insan odaklılık; gerisi boş.Zaten her şey insanla başlayıp insanla bitmiyor mu? İnsanların olmadığı bir köyün muhtarı ne iş yapar yada hastasız hastanede ne işiniz var? değil mi?Tarihin derinliklerine baktığımızda halen anlatılan yöneticilerden ve liderlerden bu günkü yöneticilerin ders alması gereken hususlar oldukça fazladır. Okuduğum bir çok yönetim ve yönetici kitaplarının içerisinde en fazla etkilendiğim Hazreti Ömer’in Basra Valisi Ebu Musa El-Eş’ariye gönderdiği talimatname olmuştur.Çünkü bu talimatın odağında insan var ve yöneticilerin insanlıkları var. Bakın adaletiyle dünyaya örnek olmuş Hazreti Ömer’in idarecilerine talimatı neymiş;Hüküm verenlere talimatı “Sana getirilen davalar üzerinde iyice düşün. Mesele senin yanında açıklığa kavuşunca hükmünü ver ve derhal icra et, icra edilmeyen bir hakkın faydası yoktur” ve “Davayı hükme bağladıktan sonra ertesi gün yanlış hüküm verdiğini anlarsan seni hiç bir şey Hakka dönmekten alıkoymasın. Hakka dönmek hataya devam etmekten hayırlıdır.” *Tüm idarecilere talimat “Muhakeme sırasında insanlara karşı gazap ve hiddetten, bağırıp çağırmaktan ve işlerin çokluğundan sıkıntı duymaktan ve ekşi yüzlü olmaktan sakın” *Bütün yöneticilerin dikkat etmesi gereken bir talimat “yaptığı işlere riya karıştıran, hüsnü niyeti olmayan kadıyı Allah-u Teala halk içerisinde rezil eder.”*Talimatın bazı bölümlerini sizlere aktardım ve bugün adına modern yönetim, yönetişim ne derseniz deyin ve bir yönetici olarak ne yaparsanız yapın Hazret i Ömer’in talimatının halen çok gerekli olduğunu göreceksiniz.Adaletten, akıldan, mantıktan insanlıktan ve insanlardan ayrıldığınızda çoktan masal sınıfına geçmişiniz demektir.Sonuçta bazen yönetiyoruz bazen de idare edip gidiyoruz ama her ne olursa olsun sorumluluğunu taşıdığımız kurum ve insanların vebalini unutmamalıyız. Yönetici olarak yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın mukayesesini iyi yapmalıyız.Yaptığımız kötü iş, kötü muamele ve kötü bir davranışın sonuçlarına razı olmalıyız. Yaptığımız güzel işlerin, iyi davranışların ve başarılı hizmetlerin de gururunu taşımalıyız. Tabii birde yapamadıklarımız var. Çok isteyip, çok düşünüp, çok çalışıp ve çok fedakarlılarda bulunmamıza rağmen yapamadıklarımız. Bazen şartların ve kişilerin izin vermemesinden, bazen kendimizi ifade edememekten ve bazen de kısmetiniz olayı belirler.Ama sonuç ne olursa olsun Yönetici Masallarıyla günü kurtarmak yerine güzel masallara konu olacak iyi işler yapmalıyız, iyi davranışlar sergilemeliyiz, ilkemizi ve çizgimizi insanların yararına çizmeliyiz.İşte o zaman her yönetici bir kahramandır diye düşünüyorum . Saygılarımla

Gürcü öğrenciler sertifikalarını aldı
Türkçe öğrenmek için Gürcistan'ın 7 farklı üniversitesinden Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne (OMÜ) gelen 31 öğrenci, eğitimlerini tamamlayarak sertifikalarını aldılar. OMÜ Yabancı Diller Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi (OYDEM) bünyesinde kurulan 'Yabancılara Türkçe Öğretimi Birimi'nin organize ettiği ve 1-21 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen eğitim programına katılan Gürcü öğrenciler için sertifika töreni gerçekleştirildi. Rektör Vekili ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Sait Bilgiç, törende yaptığı konuşmada Gürcistan'dan Türkçe öğrenmek üzere Türkiye'ye gelen öğrencilerin OYDEM tarafından kaliteli bir eğitimden geçirildiğini belirtti ve Gürcü öğrencileri Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde ağırlamaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bu kurs sayesinde iki farklı kültürün birbirini tanıma fırsatı bulduğunun altını çizen Bilgiç, Türkçe öğrenen öğrencilerin duydukları memnuniyetin kendilerini de mutlu ettiğini belirtti, iki ülke arasındaki akademik işbirliğinin artarak devam etmesini umduğunu söyledi. Kursu başarıyla tamamlayan öğrencilerden Lela İantbelidze, eğitim süresince Türkçesini çok geliştirdiğini belirterek Türkiye'yi ve Samsun'u çok özleyeceğini anlattı. Kurs süresince çok güzel arkadaşlıklar edindiğine değinen İantbelidze, tüm eğitimcilere teşekkür etti. Gürcistan?da Türkoloji eğitimi gören Salome Gelaşvili ise kursu hayatının sonuna kadar unutamayacağını vurgulayarak, 'Gelecekteki başarılarımın temellerinin burada atıldığını düşünüyorum. Kurs sayesinde kelime haznem çok gelişti. Samsun'u ve Türk halkını çok sevdim. Bu şehirde insanların gözündeki sevgiyi gördüm' dedi. Kurs Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kır ise OMÜ'nün bütün Türkiye'yi temsil ettiğini belirterek, Gürcistan'ın en önemli üniversitelerinden gelen gençlerin Türkçe eğitimi almasında katkısı bulunan Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ne, Samsun Büyükşehir Belediyesi'ne, İlkadım Yurt Müdürlüğü'ne ve Uluslararası Karadeniz Üniversitesi'ne teşekkür etti.

23 Temmuz 2010 Cuma


OMÜ Endokrinoloji Bilim Dalı Polikliniği ve Servisi Yenilendi

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Endokrinoloji Bilim Dalı Polikliniği ve Servisi Yenilendi. Yapılan Düzenlemelerle Modern Bir Görünüme Kavuşan Hasta Odaları ve Bekleme Salonları, Hasta ve Hasta Yakınları Tarafından Büyük Bir Beğeniyle Karşılandı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Endokrinoloji Bilim Dalı Polikliniği ve servisi yenilendi. Yapılan düzenlemelerle modern bir görünüme kavuşan hasta odaları ve bekleme salonları, hasta ve hasta yakınları tarafından büyük bir beğeniyle karşılandı. Fizikî düzenlemelerin yanı sıra yaptığı bilimsel atılımlarla da dikkat çeken endokrinoloji servisi, her geçen gün daha çok sayıda hastaya hizmet veriyor. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ramis Çolak, her hafta düzenli olarak eğitim seminerleri gerçekleştirdiklerini söyledi. 23-24 Ekim 2010 tarihinde 1. Karadeniz Endokrinoloji Günleri düzenleneceğini ifade eden Doç. Dr. Çolak, "Diyabetik hastalarının eğitimi özellikle kan şekeri regülasyonu, başta enfeksiyonlar olmak üzere diyabetin komplikasyonlarından korunmada önem arz etmektedir. Bu amaçla bilim dalımız bünyesinde diyabetik hasta grubu eğitimi için Diyabet Okulu açılmıştır. Karadeniz Bölgesi'nde endokrin sorunu olan hasta sayısı fazladır ve yeterli sayıda endokrinoloji uzmanı bulunmamaktadır. Polikliniğimize başvuran hastalara yeterli hizmet verebilmek için poliklinik sayısı üçe çıkarılmış, çalışma saatleri düzenlenerek, poliklinikte günlük bakılan hasta sayısı otuzdan yüze çıkarılmış olup, bunun imkanlar dahilinde daha da artırılması gerektiği düşüncesindeyiz. Özellikle her gün bir öğretim üyesinin bizzat polikliniğe gitmesi hasta memnuniyetini de artırmıştır." dedi. Endokrinoloji Bilim Dalı'nın servis ve poliklinik hizmetlerinin yeniden yapılandırılmasının eğitim ve hizmette bir hareketlilik sağladığına dikkat çeken OMÜ Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Bekir Selçuk, "Endokrinoloji yataklı servisi yüzde 100 doluluk oranı ile çalışmaktadır. Hizmet kalitesi ve hasta memnuniyetini artırmak için hasta odaları yeniden düzenlenmiş, eskiyen karyola ve yataklar değiştirilmiştir. Her odaya refakatçi koltuğu, buzdolabı ve televizyon konularak daha modern hale getirilmiştir. Bölgemizde büyük bir ihtiyaç olan, tiroid kanserlerinin tedavisinde kullanılan radyoaktif iyot tedavi ünitesi ile ilgili hazırlıklar tamamlanma aşamasına gelmiştir. Bu ünite hizmete girdikten sonra hastalarımızın başka illere gitmesine gerek kalmayacaktır." şeklinde konuştu. Tıp Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Ayhan Dağdemir ise bölümdeki akademik personel yetersizliğini aşmaya çalıştıklarını belirtti. Dağdemir, "Endokrinoloji bilim dalında bulunan iki profesör öğretim üyesinin emeklilik nedeniyle ayrılmaları sonucu, endokrinolojideki bütün hizmetler bir yardımcı doçent öğretim üyesi tarafından yürütülür hale gelmiştir. Öğrenci ve araştırma görevlilerinin dersleri, yatan hasta ve poliklinik hastaları ile konsültasyon hizmetleri bir öğretim üyesi tarafından yürütülmek zorunda kalmıştır. Bu kadar yoğun işin hizmet kalitesinde aksamaya neden olmadan bir öğretim üyesi tarafından yürütülemeyecek olması nedeniyle verilen eğitim ve sağlık hizmetinin kaliteli sürdürülebilmesi için ayrılan öğretim üyelerinin yerine yeni öğretim üyesi alınması mecburi hale gelmiştir. Bu nedenle iki kadro açılarak bu ihtiyaç giderilmeye çalışılmıştır. Ayrıca endokrinoloji bilim dalında görev yapan yardımcı doçent öğretim üyesinin doçent olması nedeniyle, doçentlik kadrosuna atanmıştır. Tüm bu atama işlemleri Yüksek Öğretim Kurulu Öğretim Üyeliğine Atama ve Yükseltilme Yönetmeliğine göre tesis edilmiştir." ifadelerini kullandı.
SEVGİLİ ZİYARETÇİLERİMİZ,
Yaşanan bazı aksaklıklardan dolayı yayınımıza bir süre ara verdik,siz değerli ziyaretçilerimizden özür diler ve bu tür sorunların tekrarlanmaması için elimizden gelen çabayı göstereceğimizi temin ederiz.

Saygılarımızla...